KADAMUT KÖYÜ EFSANESİ
"Geçmişi olmayanın geleceği de olmaz” sözünden hareketle, belki
bir ders alınır düşüncesiyle KÖYÜMÜN değişim ve gelişim safhalarını
anlatan kısa kısa bilgiler sunmak istiyorum:
(ÇATKAYA) KADAMUT köyünün tarihi oldukça eskidir.Köylülerin
tarlalarından bahce ve ocaklarından bulunan tarihi paralar, ve paraların
iki yüzündeki simgeler ve resimler, İ.Ö. 1500 ? 2000 yıllarına ait olduğu sanılmaktadır. Bu verilere göre KADAMUT KÖYÜ, ilk Tunç Çağından
bu yana bir yerleşim yeridir.Köylünün sık sık toprak altından çıkardığı kiremitler, küpler, süs eşyaları, ve diğer araç gereç üzerindeki işlemeler şekiller Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait olduğu,
bu köyün yerleşim özelliğini ve sürekliliğini göstermektedir.
1071’deki Malazgirt Zaferi ile birlikte Anadolu kapıları Türklere açılmış
ve Orta Asya’dan yola çıkan Türkler, Anadolu’yu kendilerine yurt edinmişlerdir. 1071 Malazgirt savaşından sonra Selçuklular döneminde Ruknettin Süleyman’ın Tokat Meliki olduğu zaman bölge Selçukluların
eline geçti. Osmanlı Padişahlarından Yıldırım Beyazıt Anadolu işbirliğini sağlamak için bölgeyi yerel beylerden ve İsfendiyaroğullarından aldı.
1418 Çelebi Mehmet döneminde bölge tamamen Osmanlıların eline geçti. Samsun ve köyleri(kadamut köyü) bundan sonra Osmanlı tarihi içinde gelişmektedir.
Orta Asya Türkleri hayvancılıkla geçindikleri için geniş, yeni ve bakir bir
saha olan Anadolu ya akın akın, çığ gibi geliyorlardı. sesleri birbirine
karışmış ve etrafı çınlatan binlerce Koyun, Keçiler, Sığır ve Mandalar,
Atlar, Katırlar, Develer’le ortalığı toza dumana katan, içinde Çocuklar,
Kadınlar, İhtiyar Kocalar, Atalar ve eli silah tutan yiğit Türkmen Gençleri, Erkekleri ve başlarında Kabile, Aşiret Bey’leriyle beraber günler-Aylar-
yıllar ca süren yolculuktan sonra, Çadırlarıyla konaklayarak, at ve deve üstünde, bazen yaya olarak Anadolu’ya gelip, ya kendine gösterilen bir
Sahayı yahut benimsediği bir yeri ya kavgasız, ya da diğer Selçuklu Bey’lerinin emrinde Cenk’le, Savaş’la fethederek oraya yerleşmektedirler.
KADAMUT ataları Hun Türklerinin Uygur boyundan geldiği söylenmekte
köy büyüklerinin biz uygar boyundanız ifadeleri bu ihtimali güclendiriyor.
1150 yıllarında selçuklu hükümdarı 2. kılıçarslan zamanında.kavak ve
çakallı mevkii ne orman eteklerine asker ve toprak vergisi vermek şartı
ile kavgasız yerleşmişlerdir. kadamut köyünün şuanki konumunda yunan rumları yaşamını devam ettirirken kavak civarlarında yaşayan atalarımız
kendilerini savunmak yaşamlarını devam ettirmek için orman eteklerine dağılmışlar.bir boy takran dağı eteğine,diğer boyu gürgen dağı ,çivril
köyü, kapaklı vs. bu köyümüzün %80 i kavak analarıyla doludur hala kız
alıp vermenin yüzyıllarca devam etmesinin sebebi kavak boyundan
gelmesidir ilk gelen kabile konoşolar ve elicükgillerdir.daha çok çetelik dediğimiz güçlü çeteler(asker) yetiştirmişler at koşturmuşlar güreş
tutmuşlar dır.KADAMUT ataları öncelikle öteköy mevkine konmuştur.
(eski mezarlık civarı). Söylentilere göre bir kaç yüzyıl yaşamışlar.
ormancılık hayvancılık ve tarımla (ekin buğday) geçimleri sağlamışlardır.
köylü kadının başından cemberini rüzgarın uçurması şimdiki aşağı
mahallenin ceşmesini bulmasını sağlamış.büyüyerek şimdiki konumunu almıştır.Ankara yolu açılmadan once yukarı mezarlık yolu kervan lara ev
sahipliği yapmıştır.hanın başı denen yerde önceleri rumların işlettiği han vardı. handa ihtiyaçlarını karşılamak için konaklıyorlardı hanın sahibi
yunan rumlarındandı müslüman yolculara iyi davranmayan han sahibi kadamuta yolcuları gönderiyordu kadamutlular artık yayalıları ve atlıları
sırasıyla yediriyor yatırıyor vemisafir ediyorlardı. .türkerlerin evlerinin arkasındaki tepenin altından insan iskeletlerine raslanmıştır.rumların
mezarlığı olduğu sanılmaktadır.samsun, sıksık beylikler deiştirmiş
yunan rumlarının olduğu bölgeye kara (gavur) samsun adını vermiştir.
(gavur) samsunlular müslüman samsunlularla geçinemediklerinden
1860-1870 yıllarında Samsunda büyük yangın cıkararak samsunu terk etmişlerdi.onlardan kalan çocukları alamadan gitmişlerdir. kalan çocukları analos gamanos mamados vs. bunlar varlıgını köy olarak hala devam
ettirmektedirler." Kadamu´ta uğrama akşam üstünde, sakına sakın
kalma, uğrarsın zulmüne" !böyle bir söz vardır........ bu sözün neden söylendiğini açmak istiyorumgünün birinde.. bu yolculardan
münasebetsizin birisi köyün yeni gelinine askıntılık yapmıştır bu olayın
üzerine köy halkı karar alır handan geçen insanları akşamdan sonra köye almak yasaktır kararını almışlardır. Mustafa Koç (aşık mustafa)Habil
Gerçek (habil ağa) , (hoccücük) , Mamet Karaaslan (kocahasan) bunlarla
ve bunlar gibi köy büyüklerimizle yapılan araştırmaların neticesinde
bu bilgi ve sonuçlar elde edilmiştir.Bu araştırmada emegi geçen
köyümüzün büyüklerine sonsuz saygılarımı sunarım
1985 yılı araştırmalarım dan seçmeler...
yazan: HANİFE ARI
sonsuz saygı ve teşekkürler
YAZAN VE GÖNDEREN HANİFE ARI
Kadamut Köyü evlerinde sabahları un helvası kokusuyla uyanırdık bayramlara... Top top helvalar gül gül pişiler beyaz tabaklarda sütlaçlar çoktan hazır olmuştur gözünüzü açtığınızda . Selaa sesi gelirdi sabahın erken saatinde. Sela ; Birinin vefaat ettiğinin ilanıdır
aslında .Bayramda okunan sela ölmüşlerin yakınlarını ziyarete çağırmakdır.Her bayram bu sela okunur , babalarımız , abilerimiz , dedelerimiz , köyün erkekleri bayram namazını kıldıktan sonra top helvaları saç ekmeklerini alılar mezar ziyaretine giderler ölmüşlerini ziyaret eder dualarını okurlar . Mezarları çapalarlardı . Top helvaları değiş tokuş yaparlar . Eve dönerlerdi . Kadınlar helvaların kime ait olduğunu helvanın şeklinden , tadından tanırlardı. Ey gidi günler.. .
Yukarı mehlenin çeşmesinin kestane ağacına gençler tahta salıncak kurarlardı.3 metre boyunda tahta , ağaca asılı urgan , şilte , çilte ile başlarından tutturulur. Ortasına 3-4 kişi otutturulur 2 başa gençler geçerdi . En hızlı sallamaya tüyme adı verilirdi. Kızlar ve gençler birbirlerine mani söylerlerdi . Ayakkabım Kırmızı
Ben Annemin Tek Kızı
Beni Alacak Oğlan
Şeherin Yıldızı..
************************
Tüm kadamut halkının bayramını en içten dileklerimle kutlar nice bayramlara erişmeyi dilerim .